Barcelona, Real Madrid, M.United, Bayern Münih, Juventus vs kulüpler ilk akla gelenlerdir. Türkiye’deki futbol da bu yöne doğru gitmektedir. Türkiye’deki üç büyükler de “Endüstriyel Futbol” kulüplerine dönüşmek üzere. GS, FB ve BJK’nın gerek sermayeleri ile gerekse borsadaki işlemleri ile birer endüstriyel kuruluşa dönüşmüşler. Para ve sermayenin olduğu yerde entrikanın da olması doğaldır.
3 Temmuz 2011’de gündemimize düşen şike iddiası, o günden bu yana Türk kamuoyunu meşgul etmektedir. Şike ile ilgili yasa Türkiye’de siyasi krize bile neden olmuş, AK Parti’de önemli görüş ayrılıklarına da neden olmuştur. Türkiye’de şike uzun yıllardır bilinen bir şey. İlk defa bu kadar gündemi meşgul etmemişti.
Gazeteler ve TV spor programlarında şike ilgili haber, yorum ve yayınlar ayyuka çıktığı bu dönemde gazeteci ve araştırmacı İsmet Orhan’ın “3S, Siyaset, Spor, Sermaye İmparatorluğu” kitabı bu konuda bir çok şeye ışık tutmaktadır.
Gazeteci Orhan'ın iddiasına göre, Türk futbolu küresel güçlerin kıskacı altına. Hem sermayesi, hem seyirci potansiyeli olması nedeniyle Fenerbahçe futbol takımı, Avrupalı futbol baronlarının dikkatini çekti. Bu dikkat de küresel operasyona dönüştü.
Orhan'a göre, şu anda psikolojik, sosyolojik, hukuksal ve maddi olarak Türk futbolu dibe vurdu.
Cumhurbaşkanı Gül'ün önce veto ettiği, daha sonra TBMM’den tekrar gelen yasa tasarısını onaylaması, ne kadar iyi düzenlense bile, spor kulüplerinden eski yüzler, eski yöneticiler çekilmezse, değişen hiçbir şey olmayacaktı!.
Tarihçi Kitabevi tarafından yayınlan İsmet Orhan’ın özenle hazırladığı "3S, Siyaset, Spor, Sermaye İmparatorluğu" kitabı bu günler için iyi bir kaynak.